SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 984 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

12 - (984) حدثنا عبدالله بن مسلمة بن قعنب وقتيبة بن سعيد. قالا: حدثنا مالك. ح وحدثنا يحيى بن يحيى (واللفظ له) قال:

 قرأت على مالك عن نافع، عن ابن عمر ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم فرض زكاة الفطر من رمضان على الناس. صاعا من تمر. أو صاعا من شعير. على كل حر أو عبد. ذكر أو أنثى. من المسلمين.

 

{12}

Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb ile Kuteybetü'bnü Said rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Mâlik rivayet etti. H.

Bize Yahya b. Yahya dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da îbni Ömer'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazanda sadaka-i fıtri Müslümanların hür veya köle, erkek veya kadın her birine hurmadan bir sa' veya arpadan bir sa' olmak üzere farz kıldı.

 

 

13 - (984) حدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. ح وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة (واللفظ له) قال: حدثنا عبدالله بن نمير وأبو أسامة عن عبيدالله، عن نافع، عن ابن عمر ؛ قال:

 فرض رسول الله صلى الله عليه وسلم زكاة الفطر صاعا من تمر. أو صاعا من شعير. على كل عبد أو حر. صغير أو كبير.

 

{13}

Bize îbni Nümeyr rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H.

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Abdullah b. Nümeyr ile Ebû Usâme, Ubeydullah'dan, o da Nâfi'den, o da îbni Ömer'den, naklen rivayet ettiler. İbni Ömer şöyle demiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sadaka-i fıtri köle veya hür, küçük veya büyük herkese, hurmadan bir sa' veya arpadan bir sa' olmak üzere farz kıldı.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri, Ebû Dâvûd, Nesâi ve Tirmizî «Sadaka-i fıtır» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Buhari'nin rivayetinde hadîsin sonunda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sadakanın halk namaza çıkmazdan önce verilmesini emir buyurdu.» cümlesi de vardır.

 

Resulullah (Şallallahu Aleyhi ve Sellem) farz kıldı.» cümlesi hakkında Ebû Ömer İbni Abdilberr şunları söylemiştir: Farz kıldı: sözü iki veçhe ihtimâllidir. Birinci veçhe göre —kî bu daha zahirdir.—  vâcib kıldı manasınadır. îkinci veçhe göre: Farz kılmaktan murâd: Takdir etmektir. Nitekim (Hâkim yetime nafaka farz kıldı.) denilir. Bunun mânâsı: Nafaka takdir etti, demektir. Bence farz kelimesine icâb mânâsı vermelidir. Ancak takdir mânâsına geldiğine icmâ bulunursa, ona diyeceğim yoktur. Fakat bu bâbda. icmâ bulunmamaktadır. Çünkü farzın mânâsı vâcib değildir, demek ya şüzüzdur yahut süzûz mânâsında bir sözdür.»

 

Hanefiiler'e göre sadaka-i fıtır ıstılahı mânâsında vâcipdir. Bu mânâya vacip, farzla sünnet arasında bir mertebedir.

 

İmam Şafiî' ye göre: farzla vacip arasında fark olmadığı için sadaka-i fıtır farzdır. İbni Dakîki'l-îd: «Farzın lûgatta asıl mânâsı: «Takdîr»'dir. Lâkin şeriat örfünde bu kelime vücûba hamledilmiştir. Binâenaleyh onu vücûba hamletmek, aslî mânâsı olan takdire yormaktan evlâdır.

 

Bâzılarının sadaka-i fıtır hakkında «Sünnetdir.» dediklerini söylemiştik. Çünkü onlara göre bu hadislerde vârid olan farz kelimesi takdir manasınadır. Onlar kelimeyi asli mânâsına almışlardır.» diyor.

 

Kirimâni dahî: «Farz lâfzından şeriat örfünce vücûb anlaşılır. Râvînin farzla mendûbun aralarındaki farkı bildiği hâlde mendûba: «farz» demesi caiz değildir.» demektedir.

 

Ayni bunlara şu cevâbı vermiştir: «Bu zevatın farzla vacip arasındaki farkı bildikleri hâlde aralarında fark görmemeleri, mezkûr iddialarını reddeder.»

 

 

 

14 - (984) وحدثني يحيى بن يحيى. أخبرنا يزيد بن زيع عن أيوب، عن نافع، عن ابن عمر ؛ قال:

فرض النبي صلى الله عليه وسلم صدقة رمضان على الحر والعبد، والذكر والأنثى، صاعا من تمر ؛ أو صاعا من شعير. قال: فعدل الناس به نصف صاع من بر.

 

{14}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey', Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi; îbni Ömer şöyle demiş:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan sadakasını hür, köle, erkek, kadın herkese kuru hurmadan bir sa' yahut arpadan bir sa' olarak farz kıldı da, insanlar bunu buğdayın yarım sa'ına denk tuttular.

 

 

15 - (984) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن نافع ؛ أن عبدالله بن عمر قال:

 إن رسول الله صلى الله عليه وسلم أمر بزكاة الفطر. صاع من تمر أو صاع من شعير. قال ابن عمر: فجعل الناس عدله مدين من حنطة.

 

[ش (عدله) أي مثله ونظيره. قال في المصباح: وعدل الشيء، بالكسر، مثله من جنسه أو مقداره. وعدله، بالفتح، ما يقوم مقامه من غير جنسه].

 

{15}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dediki): Bize Leys rivayet etti. H.

Bize Muhammed b. Rumh dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Nâfi'den naklen haber verdi ki, Abdullah b. Ömer şunları söylemiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sadaka-i fıtrin kuru hurmadan bir sa' yahut arpadan bir sa' verilmesini emir buyurdu. Müteakiben insanlar iki müd buğdayı buna denk tuttular.

 

 

16 - (984) وحدثنا محمد بن رافع. حدثنا ابن أبي فديك. أخبرنا الضحاك عن نافع، عن عبدالله بن عمر؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم فرض زكاة الفطر من رمضان على كل نفس من المسلمين، حر أو عبد. أو رجل أو امرأة. صغير أو كبير. صاعا من تمر أو صاعا من شعير.

 

{16}

Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dediki): Bize ibni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Dahhâk, Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),

 

— Ramazan'ın sadaka-i fıtrini hür veya köle, erkek veya kadın, küçük veya büyük her Müslümana kuru hurmadan bir sa' yahut arpadan bir sa' olmak üzere farz kılınmış.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd ve îbni Mâce «sadaka-î fıtır» bahsinde tahrîc etmişlerdir.

 

«İnsanlar iki müd buğdayı buna denk tutarlar.» cümlesindeki insanlardan murâd Hz. Muâviye ile ona tab'i olanlardır. Nitekim Humeydinin «Müsned»'inde tahrîc ettiği bir rivayette: «Sadaka-ı fıtır arpadan ve kuru hurmadan bir sâ'dır. îbni Ömer Dediki:

 

Muâviye Hilafete geçince halk yarım sa' buğdayı bir sâ' arpaya denk tuttular.» denilerek bu cihet tasrîh olunmuştur. Aynı hadisi İbni Huzeyme dahî «sahih»'inde başka bir tarikden rivayet etmiştir.

 

Ebû Davud'un Hz. Abdullah b. Ömer' den naklettiği rivâyetde şöyle denilmiştir: «İbni Ömer:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında halk sadaka-ı fıtri arpadan, kuru hurmadan, kabuksuz arpadan ve üzüm kurusundan bir sa' olarak verirlerdi. Ömer (Radiyallahu anh) halife olup da buğday çoğalınca bu şeylerin yerine Ömer yarım sâ' buğdayı koydu dedi.» Gerçi Müslim «Kitabu't - temyiz» nâm eserinde bu hadîsin râvîlerinden Abdülaziz'in vehmettiğini söylemiş İbnü'l- Cevzî dahî bu sebeble hadîsi illetlendirmiş ise de «Tenkîh» sahibi onlara şu cevabı vermiştir: «Mezkûr Abdülaziz hakkında her ne kadar İbni Hibbân söz etmişse de onu Yahya El-Kattan, îbni Ma'in, Ebû Hatim - Razî ve başkaları mu'temed saymışlardır. Onu mu'temed kabul edenler zayıf sayanlardan daha iyi bilirler. İstişhad için Buhâri bile onun hadisini tahric etmiştir.»

 

îbni Ömer hadisini Tahâvi dahi tahrîc etmiştir. Mezkûr hadîsten pek'âla anlaşılıyor ki Resulullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ashab-ı bir sâ' arpa veya kuru hurma yerine iki müdd buğday vermeyi kabul etmişlerdir. Ashab-ı Kiram'ın adaletlerini kabul ve sözleri ile amel etmek vaciptir. Hz. Ömer (Radiyallahu anh)'ın Yemin kefaret-i hususunda: «Benim için on fakir doyur; her fakire yarım sâ' buğday yâhud bir sâ' kuru hurma veya arpa ver.» dediği rivayet olunur. Şöyle bir rivayet Hz. Alî'den dahî naklolunmuştur. Sadaka-ı fıtır hakkında Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Osman (Radiyallahu anhüm)'un: «Bu sadaka buğdaydan yarım sâ'dır.» dedikleri dahî rivayet olunur.

 

İdl: Bir şey'in kendi cinsinden vezin veya mikdarda mislidir. Adi ise: bir şey'in yerini onun cinsinden olmayan başka bir şey'in tutmasıdır.

 

Müdd: Çeyrek sâ'dır.

 

Bu hadîsle sadaka-ı fıtrin vacip olduğuna istidlal edilir. Bâzıları buna itiraz ederek: «Hadîs sadaka-ı fıtrin aslına değil mikdarına taalluk eder.» demişlerse de Ayni kendilerine cevap vermiş: «Miktar vacip olunca biz zarûre aslında vacip olduğuna delâlet eder: çünkü mikdarın vacip olması aslın vücûbuna imtina eder.» demiştir.